Haftasonları 1 saat kadar da olsa geç kalkıyoruz. İctimalar haftasonu bile olsa devam ediyor. Zaten yemeklere bile sırayla, manga halinde girmeye alıştık. 06.30’da kalktık. 07.30’da ictima alanında toplandık. 08.00’de kahvaltıya geçtik.
İlk günlerde ne yeyip içtiğimizi bile bir kenara yazıyordum. Bir kaç gün daha yazdıktan sonra vazgeçeceğim bu işten. Her gün aşağı yukarı aynı şeyleri yeyip içiyoruz. Mesela çorbaların rengi ve adı değişmesine rağmen tadı hiç değişmiyor. Sanki hepsi aynı çorba.
Kahvaltı Menüsü
Örnek olması açısındandan bugünkü kahvaltı menüsünü yazayım: Haşlanmış yumurta, ETİ top kek, fındık ezmesi, 2 dilim salatalık, 1 adet dilimlenmemiş bütün domates, 1 bardak çay.
Çaylar burda demir bardakta veriliyor. Kazandan sürahi ile dolduruyorlar. Çay kazanının başında elinde sürahi ile bekleyen 2 kişiden birine yaklaşıyorsunuz, bardağınıza çay dolduruyor. Garip bir tadı var, kazan çayının. Sıcak olduğu için ve demir bardakta çay içtiğiniz için biraz eliniz ve ağzınız yanıyor ama alışıyorsunuz. Her masaya oturacak insan adedince (12 kişi) ikişer adet küp şeker bırakıyorlar. Bu demek oluyor ki sadece 1 bardak çay içebilirsiniz. Eğer erken gelen uyanıklar masalardan şekerleri yürütmüşlerse (askerde çalmak yoktur, sadece eşyanın yeri değişir 🙂 ) belki bir bradak da içemeyebilirsiniz. Bazen şeker kutusunu tezgahın üzeirnde unuttukları oluyor dağıtırken. O zaman gidip ordan şeker alırsanız bir kaç bardak çay içebilirsiniz.
Cumartesi sabahları, sabah sporu oluyormuş.09.00’da ictima alanında toplandık. Spor yaptırmak yerine mıntıka temizliği yaptırmaya karar verdiler ictimadan sonra. Bizi takım halinde (3.Takım olduğumuzu daha önceki yazılarda belirtmiştim.) eğitim alanına götürdüler. Oradaki çam ağaçlarının altını temizlememizi istediler. Çam ağaçlarının kuruyup dökülen iğne yapraklarını tabiri caizse tek tek toplayıp süpürdük. Sonra el arabası ile bir yere biriktirdik ki traktör gelip alsın. Yaptığımız temizliğin amacını da izah ettiler, yangın çıkmasını önlemek içinmiş.
Temizlikten sonra öğle yemeğine geldik saat 12.30’da. Yemeğe biraz geç geldiğimiz için bize yemek kalmamış, sadece şehriye çorbası ve makarna yiyebildik.
Yemekler hep kötü çıkıyor
Yemekten sonra serbest bıraktılar. 16.30’a kadar ictima alanının üst tarafındaki, caminin yanındaki kamelyalarda 3.5 saat kesintisiz uyudum. 16.30’da tekrar ictima olduk. Tören yürüyüşü provası tarzında bir yürüyüş yaptırdılar. Akşam yemeğine kadar gene serbest bıraktılar. Akşam yemeği çok kötüydü, çöpe döktük, yiyemedik.
Yemekten sonra ictima alanındaki tirübünlerde oturup bandonun çalışmasını izledik. Bando müziği de olsa ilk defa müzik dinleyince biraz garip olduk. Herhalde dışarıdaki dünyayı hatırladığımızdan olacak, hüzünlendik.
Bugün akşam berat kandili. Camiye gittik.
22.45 – 23.00 arası banyo yapma fırsatı bulabildim, hem de sıcak su vardı. O kadar gün sonra ilk defa sıcak suyla banyo yapabildim.
Tatil günü olmasına rağmen pek dinlenme fırsatı vermediler. Zaten sırtımızda bu kamuflaj, ayağımızda bu botlar olduğu müddetçe dinlenmenin pek anlamı olmuyor. Saat 23.00 gibi uyudum.
Pazar daha rahat oluyor
Pazar sabahı 07.00’de kaldırdılar. Kahvaltıdan sonra serbest bıraktılar. Yemekhanenin yanındaki kantinde oturup öğleye kadar muhabbet ettik. Arkadaşlar genelde öğretmenliklerinin ilk yıllarında olduğu için muhabbetler hep tayin, eş durum, nişan, söz, mecburi hizmet üzerine oluyor.
Öğle yemeğinden sonra caminin alt tarafındaki duvarın üzerinde yatıp uyuduk. Orası hem ağaçlardan dolayı gölge oluyor hem de tepe üstü olduğu için serin oluyor. Kamelyada yer bulabilirsek bankların üzerinde uyuma şansımız da oluyor ama bugün geç geldiğimiz için yer bulamadık, mecburen duvarın üzerinde oturmak ya da yatmak durumundayız.
13.45’te resim çektirdik. Harun Tuğrul, Mustafa Cennet, Emre Durak ve ben. Mustafa ve Emre Muş’te görev yapıyorlar. Harun da asker öğretmen olarak Muş’a atanınca Muş’ta çalışanlarla daha fazla arkadaşlık etmeye başladı.
Resimdekiler: (soldan sağa) Emre Durak (Elazğı), Mustafa Cennet (Hatay), Yunus Özen (Antalya), Harun Tuğrul (Mersin)
Akşama kadar aynı yerde kaldık. Biraz oturup muhabbet ettik, biraz uyuduk. Bu şekilde vaktimizi geçirdik.
Boş ve rahat bir gün oldu.