Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm

Kasımiye Medresesi Eyvanı

Geçen senelerde Mardin’e toplam iki defa gittim. Birincisinde Mardinli bir arkadaşım bizi gezdirdi, ikincisinde ise birlikte gittiğim gruba rehberlik etme görevini ben ifa ettim.

Mardin il merkezinde benim görebildiğim kadarıyla Kasımiye, Zinciriye ve Hatuniye adlı üç büyük medrese var. Artuklu mimarisi ile yapıldığı söyleniyor. 1400 – 1500 yıllarında yapıldığı düşünülüyor.

Continue reading “Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm”

etohum’da Emre Kurttepeli’yi dinledik

etohum

Dün akşam 17:30 – 20:30 saatleri arasında Kadıköy’deki Maçkolik Complex’teki etohum toplantısında Mynet Kurucusu Emre Kurttepeli konuk oldu. Toplantıya csharptuk.net yazarları, bilişim teknolojileri öğretmenleri  Göksu Özen, Turgay Öncül, Emrah Porgalı ve ben birlikte katıldık.

etohum etkinliğinde Burak Hoca ile birlikteyiz

Göksu ve ben Kocaeli’den geldik. Emrah ve Turgay İstanbul’dan bize katıldılar.

Burak Büyükdemir liderliğinde organize edilen etohum toplantılarına efikrim yarışması aşamasından beri vakit oldukça katılıyorum. Geçen sene askerlik nedeniyle uzak kalmıştım.

Emre Kurttepeli konuşmasını yapıyor

Emre Kurttepeli Mynet’in hikayesini anlattı, bundan sonra yapacakları çalışmalar hakkında bilgi verdi. 1999 yılında kurulan Mynet’in 6.5 milyon kayıtlı aktif üyesi var. Bünyesinde pek çok farklı servisi barındırıyor. Son zamanlarda kavun adlı bir müzik servisi başlattılar.

Facebook’un Türkiye’de ve daha bir çok ülkede gençleri çok hızlı bir şekilde içine çekmesi Türkiye’nin en büyük portalı olan myneti de etkilemiş. Hatta Mynet’in yatırım yaptığı ve Facebook öncesinde gençlerin en çok kullandığı arkadaşlık sitesi yonja’nın da kullanıcı aktivitesi yarı yarıya düşmüş.

Kurttepeli, internet yasakları konusunda devletin tek taraflı olarak suçlu ilan edilmemesi gerektiğini, yasaklanan servislerin de Türkiye’de ofis açmayarak, yasalara uyma konusunda işbirliği yapmayarak bu sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olduklarını söyledi.

Toplantıda kullanıcı profilleri ve eğilimlerinin takibi de konuşuldu.

Kurttepeli, klasik e-ticaret yerine açık artırma siteleri vb. gibi internetin sağlayacağı imkanlarla bütünleşmiş e-ticaret servislerinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Bunu söylerken, kendileri ile doğrudan ilgili olmayan alanlara girmeyeceklerinin de altını çizdi.

etohum başlarken

İzmit’e dönmek zorunda olduğumuzdan toplantı biterken Burak Hoca’dan müsade isteyip yola çıktık. Keyifli bir etkinlik oldu.

Bir gün gelecek, bir gün kalacak

Önceki Bölümler

  1. Nerede Kalmıştık
  2. Askerlik Başvurusu
  3. 323. Dönem Yedek Subay Asker Öğretmen Sınavı
  4. Askerlik İçin Götürülecekler Listesi
  5. Kışlada ilk gün
  6. Askerlik başladı
  7. Askerde ilk haftasonu
  8. Tek er muharebe eğitimi
  9. Askerde boş geçen günlerim
  10. 6 el ateş ettim, 1 kişi hafif yaralalandı
  11. Bir gün gelecek, bir gün kalacak (Şu anda okuyorsunuz)

26 Ağustos Salı (15. Gün)

Eğitim tamamlandığı için bundan sonraki günlerde sadece yemin töreni provaları yapılacak. Bugün de alay ictima alanında bütün asker öğretmenleri topladılar. Bir kaç defa yemin provası yaptırdılar. Öğle yemeğine gittik.Yemekten sonra her mangaya göstermelik birer mıntıka verip serbest bıraktılar. Biz de bir süre göstermelik mıntıka temizliği yaptıktan sonra uygun bir çam gölgesi bulup yattık. Askerde bulduğunuz en uygun gölgeyi değerlendirme eğiliminde oluyorsunuz zaten. Saat 16.40’da tekrar topladılar. 2 tur yürüyüş yaptık. Bizim takım güzel yürüdü, devam ettirmediler, serbest bıraktılar. Bu sefer gidip yatakhanede yattım. 17.40’da yemek ictiması oldu. Topluca yemeğe gittik. Yemekte bazı arkadaşlar eğitim çavuşlarıyla laf dalaşına girdiler. gözlemlediğim kadarıyla son günler yaklaştıkça kavgalar, gerilmeler artmaya başladı. Biraz bıkkınlık biraz da boş bıraklılmaktan kaynaklanıyor bence. Niçin sürekli bir iş verdiklerini, asla boş bırakmadıklarını daha iyi anlıyorum şimdi. İnsanları bu şekilde toplayıp serbest bıraktığınızda kaos çıkabiliyor.

29 Ağustos Cuma (18. Gün)

Her zamanki gibi kahvaltıya kalktık. Kahvaltıda kepimi askıya asmıştım, unutmuşum. Döndüğümde kaybolmuştu.

Emre yaralı olduğu için ona pazar gününe kadar istirahat verdiler. Provalara katılmayacak yani. Onun kepini ödünç aldım. Provada giyeceğim.

Sabah ceketlerimizi de giyip prova yaptık. Ceketli prova çok zor oluyor sıcakta. 2 defa prova yapıldı. 2. provaya albay da katıldı. Öğleden sonra serbest bıraktılar. Akşam saat 19.00’da Dünyanın Merkezine Yolculuk filmini izledik. Daha önceki yıllarda askerlik yapan arkadaşların tavsiyelerine göre eğer sinema şansı olursa muhakkak kullanmak gerekiyor. Çünkü ictimadan kaçmanın meşru mazeretlerinden birisi de sinemada olmak. Sinema için büyük konferans salonlarını kullanıyorlar. Salona yüzlerce askeri dolduruyorlar. Biletler çok ucuz. O yüzden talep de fazla oluyor. Sinemada önden yer kapmak gerekiyor. Sinema düzeni olmadığı için arkadakiler altyazıları tam göremiyorlar. Önce önünüzde yeşil kıyafetler farkediyorsunuz. Zamanla kendinizi dışarda gerçek sinemada zannediyorsunuz. 3 saatliğine de olsa özgür dünyayı yaşıyorsunuz. Film bitip de dışarı çıkınca askeri gerçekle karşılaşıyorsunuz, çok garip bir duygu.

Aramızda para toplayıp Fatih Çavuş’a hediye saat almıştık. Onu hep birlikte verdik. Arkadaşlarla sohbet ettik. Gün bitti.

30 Ağustos Cumartesi (19. Gün)

Sabah 30 Ağustos töreni izlenecekti. Biz diğer mangalardan arkadaşlarla birlikte arazi olduk (kaçtık). Takımı toplayıp yoklama almışlar. Yoklamada ismimiz alınmış. Öğle yemeği öncesi ictima oldu. Yemeğe girmedik, kantinde pizza yedik. Öğleden sonra ceza olarak bizi alay ictima alanında 3-4 tur yürüttüler. Askerde ceza da almış oldum. Soranlara hem süründüğümü hem de ceza aldığımı anlatabileceğim.

Saat 15.00’de Timsah – Nehrin Dişleri filmini izledik sinemada.

Yemekten sonra valizlerimizi dağıttılar. Eşyalarımızı valizlerimize doldurduk. İlk defa botlarımı boyadım. Aslında her gün boyayanlar da oluyordu ama biz ıslak mendille siliyorduk. Mustafa Cennet de yardım etti.

Emre, yemin töreni günü kepinigiymek istiyor. Fatih Çavuş’u bulup yedek kep bulmaya çalışırken Şenel Muslu’ya rastladım. Canım sıkılmış bir şekilde kepimin kaybolduğunu anlatırken “Bende yedek bir kep var” dedi. Çok şaşırdım. Meğer kep alırken içiçe iki tane vermişler yanlışlıkla, o da geri vermemiş belki lazım olur diye. Gerçekten çok sevindim. Allahtan başka bir şey istesem olacakmış. Hiç unutamayacağım anlardan birisi de bu oldu. Şenel kardeşime bir kez daha teşekkür ediyorum. Emre de boşta dururken gidip benim için nefte almış, göndermiş. Nefte ve kepi birleştirip voltranı oluşturduktan sonra ben de normal bir asker olabildim. Emre’ye de teşekkür ediyorum. Akşam diğer bölüklerdeki arkadaşlarla ve mangadaki arkadaşlarla toplanıp sohbet ettik. Son gecemiz geldi çattı. İnsanın gözüne uyku girmiyor.