Askerde boş geçen günlerim

Biraz aksayarak da olsa devam eden askerlik yazı dizisinin yeni bir bölümü daha karşınızda. Bugünlerde bu diziyi bitirip “öğretmen-asker olmak” dizisine başlamak için sabırsızlanıyorum.

Deneyim paylaşımının bilgi paylaşımından daha önemli olduğu kanaatindeyim. Çeşitli platformlarda bilgi paylaşımını sürdürüyoruz zaten. www.yunus.gen.tr’yi daha kişisel, daha samimi ve deneyim ağırlıklı devam ettirme niyetim değişmedi. “Open Life” sadece slogan değil. Ayrıca belirtmeliyim ki yazmayı seviyorum ve kendim için yazıyorum.

Daha önce neler yazdık: Nerede Kalmıştık, Askerlik Başvurusu, 323. Dönem Yedek Subay Asker Öğretmen Sınavı, Askerlik İçin Götürülecekler Listesi, Kışlada ilk gün, Askerlik başladı, Askerde ilk haftasonu, Tek er muharebe eğitimi.

Haydi başlayalım:

21 Ağustos Perşembe (10.  Gün)

Tek er muharebe eğitimi havaların sıcak olması nedeniyle ve kışlanın şartlarına alışık olmadığımız için biraz zor oldu diyebilirim.

Silahlı eğitimler başlıyor. Bugün bazı magalar silah aldılar. Biz her mangaya yetecek silah olmadığı için silah almanın sırası gelsin diye bekliyoruz. Açıkçası bazı arkadaşlar bir an önce silahlı eğitime başlamak için can atıyorlar. Zevkli olacağını düşünüyorlar.

Eğitim alanına gittik ve bizi boş bırakmak istemediklerinden, yanaşık düzen tekrarı yaptırdılar. Boş geçen ve yorucu olmayan bir gündü.

22 Ağustos Cuma (11. Gün)

Gene silah alamadık. Silahlı eğitimin zevkli olduğunu düşünen arkadaşlar var, onlar sürekli ne zaman başlayacağımızı soruyor, heyecan yapıyorlar.

Bu akşam telefon kulübelerinin dışarıdan da aranabilir olduğunu öğrendim. Hepsi değil ama. Zaten koğuş bölgelerinde grup grup telefon kulübeleri var. En başta bir tanesi dışarıdan da aranabiliyor genellikle. O telefondan arkadaşınızın cep telefonunu arayıp karşıya numarayı ilettikten sonra iş kolaylaşıyor. Artık uygun zamanda o kulübeye girip karşı tarafa “beni ara” demek yetiyor, işiniz kolaylaşıyor.

Bu uzu sürme ihtimali olan dışardan arama görüşmelerini kimsenin o bölgede olmadığı uygun zamanlarda yapmak gerekiyor. Sırada bekleyenler oluyor çünkü. Telefon kulübelerinin önünde sürekli kuyruklar olur. Uzun uzun konuşanlara kızanlar, homurdananlar oluyor. Sırada 45 dakika beklediğim günleri bilirim. Bu sıra bekleme seanslarında değişik insanlarla tanışıp hoş muhabbetler yapıyorum. Bu olayı eğlenceli hale getirmeyi başardım.

Dışarıdan aranabilen kulübeyi tespit ettikten sonra gidip kuytu bir koğuşun önünden Kemal’le görüştüm. Voip kullandık. Bir saate yakın görüşebildik. İlerleyen günlerde de tekrar voip kullanarak böyle uzun uzun konuşabileceğiz. Bu gelişme süper oldu.

Bu gece 01.00 – 03.00 nöbetçisiyim. Biz koğuş nöbeti tutuyoruz. Kalkıp giyiniyoruz. Botlarımızı ve askeri kıyafetlerimizi giyiyoruz nöbet başlarken. Ayakta olmak gerekiyor. Nöbetçi rütbeliler geziyorlarmış. Nöbette gazete okuduk bo bol. Dışardaki içecek makinasından şeftali çayı aldım ara sıra gidip. Biraz da koridorda yürüdüm. Çabuk geçti. Zor bir saat dilimine denk gelmiştim ama gene de kolay oldu. Sabah erken kalkacağımız için hemen yatıp uyudum.

23 Ağustos Cumartesi (12. Gün)

Girişte verdikleri kitapçığa bakarsanız cumartesi sabahı spor yaptıracaklardı ama geçen hafta mıntıka yaptık. Bütün çam iğnelerini elle toplattılar. İyi spor oldu. Bu cumartesi sakin başladı. Mıntıka temizliği bile yaptırmadılar. Boş bir güne daha başladık.

Öğleye doğru alay ictima’da toplanacağımız haberini aldık. Albay bizi saat tam 13.00’de yani günün en sıcak saatinde alay ictima’da topladı. Bütün alay toplandı. Kene tehlikesine dikkat çekti. Geçtiğimiz senelerde bir kaç kene ısırma vakası olmuş ama kırım kongo kanamalı ateşi dediğimiz türden bir vaka olmamış. Gene de tedbir almak istiyorlar anlaşılan. Ağaç altlarında yatmamamız konusunda bizleri uyardı. Sonra serbest kaldık tekrar.

Akşama sinemaya gitmek istiyoruz. Biletlerimizi aldık. Bu akşam Mumya 3 var. Türkçe dublajlı. Askerlik öncesi Turgay dedi ki “Hocam! Sinema lafını duydun mu hemen atlayacaksın. İctimadan kurtulursun. Gerekirse bir filme üç defa git”. Turgay’ın lafları hala kulaklarımda çınlıyor. Hemen biletlerimizi aldım. Harun’la birlikte askeri sinemada film izleyeceğiz.

Akşam 19.00’da sinemaya girdik. Büyük bir salon. Konferans salonunu gerektiğinde sinemaya dönüştürüyorlar. Karanlık bir mekan. Erken gelip önlerde oturmak gerekiyor. Arkadan çok iyi izlenmiyor. Zaten altyazılı filmlerde direkt önde olmak gerekiyor. Ama yukarıda da yazdığım gibi amaç öncelikle ictimadan kurtulmak.

Sinemadan çıkınca farkettim ki orada gerçekten askeri duyguları unutup kısa bir süre de olsa kendimi dış dünyada hissettim. Çıkınca tekrar askeri ortamda buluyorsunuz kendinizi, bir hoş oluyorsunuz.

Bir gün daha bitti.

24 Ağustos Pazar (13. Gün)

Sabah mıntıka temizliği bile olmadı. yine boş bir gün başlıyor. Vakit kaybetmeden internet cafenin yolunu tuttuk. Her seansta yarım saat oturabiliyorsunuz. Bitince tekrar kuyruğa girmeniz gerekir. Görevli çocuk bize yarım saat yerine bir saat süre verdi. Çok sevindik. Dışarıdaki dünya ile irtibat kurmak gerçekten zevkli. Blogumu askerlik başlarken hosting sorunları ile başbaşa bırakmıştım. Kapalıydı. Onu tekrar çalışır hale getirdim fakat karakter sorunları var. Sunucu değişikliği yaramadı anlaşılan. En azından çalışır hale gelmesi bile güzel. Twitter, Facebook, msn durum bilgisi gibi sosyal sitelerde durumumu güncelledim. Çağlar denk geldi msn’de. Biraz onunla konuştuk. Askerdeki bir arkadaşınız sizi msn’de yakalar ve konuşmak isterse ona bir şekilde zaman ayırın ve onunla konuşun. Çünkü çok ihtiyacı oluyor. Bunu ben yaşadım.

Saat 15.00’de sinemadaydık. Kadavra filmini izledik. HD değildi. Altyazılıydı. Filmden pek bir şey anlamadım ama gene de güzeldi sinemaya gitmek.

Akşam tekrar internet cafe kuyruğuna girdik. Bu sefer yarım saat kalabildik. Bununla birlikte üçüncü defa internet kullandım.

Pek dinlenemedim bugün ama dolu dolu bir pazar geçirdim. Sabah 05.00’de kalkacağız. Silahlı eğitim başlıyor. Erken yatmalıyım.