Kopyala, Yapıştır, Gönder

Uzunca bir yazıyı msn, gtalk gibi im programlarında göndermek zor oluyor. Karakter sınırlaması var. Yazıyı not defterinde yazıp mail atmak ya da direkt copy paste yapıp mail atmak da çok pratik değil. Hele web tabanlı eposta servislerini (gmail, yahoo, hotmail, mynet) kullanıyorsanız oldukça zahmetli. Outlook ya da thunderbird gibi masaüstü araçlarda bu nispeten daha kolay.

Uzun zamandır kod göndermek için rafb.net, ihtiyaca cevap veriyor.

Bir süredir yayında olan tinypaste.com yazı gönderme hizmeti veriyor ve bu işi oldukça pratikleştiriyor. Nasıl tinyurl.com ile uzun url’leri kısaltıp gönderebiliyorsak tinypaste.com da bu işi uzun textler için yapıyor. tinypaste.com firefox eklentisi ile bu işi daha da kolaylaştırıyor. Eklentiyi kurduktan sonra bir web adresindeki yazıyı seçip sağ tıklayarak “tinypaste selected text” demeniz yeterli oluyor. Size verdiği kısa url’i arkadaşınıza veriyorsunuz, yazdığınız uzunca yazıyı okuyabiliyor.

Türkçe textarsivi.com da tinypaste.com gibi hizmet veriyor ama henüz eklenti desteği gibi özellikleri yok.

Yakın zamanda hizmete giren privnote.com daha ilginç bir yol izliyor. Eski filmlerde olduğu gibi, gönderdiğiniz mesaj okunduktan sonra siliniyor. Okunduğu vakit benihaberdar et demek de mümkün. Yalnız onun da henüz eklenti desteği gibi özellikleri yok. Şu anda ingilizce ve ispanyolca dil destekleri var.

tinypaste olsun, privnote olsun, henüz sosyal özellikler barındırmıyor. Sadece text gönderme işlevini olabildiğince kolay, sade bir arabirimle göndermeye odaklanmış durumdalar.

Sosyal özellikleri de olsaydı tinypaste, privnote gibi servisler belki de karmaşıklaşır, kullanmaktan vazgeçilirdi.

web 2.0 gündemimize girdiği günden beri bir servis çıkınca ilk soru şu oluyor : “nerde bunun api’si?”. text paylaşım servisleri de api yayınlarlarsa masaüstü air uygulamalarına dahil edilir, daha fazla kullanılır, daha işlevsel olur aslında. Servisi yazanların dahi tahmin edemeyecekleri alanlarda kullanılmaya başlar.

Mesela twhirl ile tinyurl ve benzeri link gönderme servisleri entegre çalışıyor. Ne kadar pratik değil mi?

Mevcut haliyle işlerimizi oldukça kolaylaştırmakla birlikte zamanla bu servislerin de evrimine şahit olacağız.

Türkçe twitter widget

Son zamanların en fazla konuşulan konularının başında geliyor twitter. Türk internet kullanıcısı için twitter nedir yazısı yazmak artık yersiz. Google bu konuda yeterince sonuç döndürüyor. Birkaç tanesini okumak isterseniz buyrun: bir, iki, üç. Sevgili Yüce Zerey neden twitter? neden micro blogging? sorusunu sorup cevap aramıştı fi tarihinde. Sonra Mehmet Nuri Çankaya ile bir de video çektiler geçenlerde, twitter üzerine.

Bu kadar twitter lafından sonra sadede gelelim. Ben de blogumun sağ tarafına bir twitter widget ekleyeyim de ziyaretçilerime durumumdan haber versin diye kolları sıvadım. Uzun yazı okumayı sevmeyenler için filmin sonunu söyleyeyim, sonunda ekledim. Blogun yan tarafında duruyor.

Aslında senelerdir twitter kullanıyorum (http://twitter.com/yunus) ama bloguma bir widget ekleyeyim de cümle alem ne yaptığımı görsün diye çok kafa yormadım bugüne kadar. Bugüne nasipmiş.

WordPress 2.5.1 sürümünü K2 tema ile kullanıyorum. Sean Spalding, wordpress için bir plugin geliştirmiş. Onu indirip upload ettim wp-content/plugins dizinine.

plugin ayarlarından activate ettikten sonra K2 widget’larını açıp sürükledim sağ tarafa. Ayarlarını da aşağıdaki gibi yapıp kaydettim. Sağ tarafta görünmeye başladı.  

twitter-plugin-settings

Ama bir sorun var. “11 hours ago”, “1 minutes ago” gibi ingilizce olarak yazıyor tarihleri. Türkçe yazmak mümkün mü diye plugin ayarlarına tekrar baktım. Orda bir şey yok.

Plugin dediğiniz de wp-content/plugins  dizinine yüklenecek bir php dosyadır neticede. Açıp baktım. Aşağıdaki gibi bir javascrip dosya include ediyor sayfaya.

<script type="text/javascript" src=”http://twitter.com/javascripts/blogger.js”></script>

http://twitter.com/javascripts/blogger.js adresinden indirip inceledim. Tarihi yazmaya yarayan bir relative_time() fonksiyonu var.

‘ minutes ago’, ‘ hours ago’ gibi stringleri değiştirip aşağıdaki şekle getirdim:

function relative_time(time_value) {
  var values = time_value.split(" ");
  time_value = values[1] + " " + values[2] + ", " + values[5] + " " + values[3];
  var parsed_date = Date.parse(time_value);
  var relative_to = (arguments.length > 1) ? arguments[1] : new Date();
  var delta = parseInt((relative_to.getTime() – parsed_date) / 1000);
  delta = delta + (relative_to.getTimezoneOffset() * 60);

  if (delta < 60) {
    return ‘az önce’;
  } else if(delta < 120) {
    return ‘yaklaşık 1 dakika önce’;
  } else if(delta < (60*60)) {
    return (parseInt(delta / 60)).toString() + ‘ dakika önce’;
  } else if(delta < (120*60)) {
    return ‘yaklaşık 1 saat önce’;
  } else if(delta < (24*60*60)) {
    return ‘yaklaşık  ‘ + (parseInt(delta / 3600)).toString() + ‘ saat önce’;
  } else if(delta < (48*60*60)) {
    return ‘1 gün önce’;
  } else {
    return (parseInt(delta / 86400)).toString() + ‘ gün önce’;
  }
}

 

blogger.js dosyasını kaydedip ftp’ye upload ettim. twitter-widget.php içindeki

<script type="text/javascript" src="http://twitter.com/javascripts/blogger.js"></script>

satırını da

<script type="text/javascript" src="http://www.yunus.gen.tr/blogger.js"></script>

olarak değiştirip yeniden upload ettim wp-content/plugins  dizinine.

 

Şu anda tarihleri Türkçe olarak yazıyor.

twitter-plugin-settings2

Siz de kendi blogunuzun http://sizinblog.com/wp-admin/plugin-editor.php sayfasındaki plugin editöründe twitter-widget.php dosyasını açıp  http://twitter.com/javascripts/blogger.js ifadesini, http://www.yunus.gen.tr/blogger.js ile değiştirerek tarihleri Türkçe yazdırabilirsiniz.

Ya da bendeki blogger.js dosyasını indirip kendi ftp’nize upload ederek de çözebilirsiniz.

Twitter’in kendi standart bagde’lerini kullananlar da aynı şekilde tarihleri Türkçe yazdırabilirler. Sitenize ya da blogunuza eklediğiniz kodun içerisindeki  http://twitter.com/javascripts/blogger.js ifadesini, http://www.yunus.gen.tr/blogger.js ile değiştirmeniz yeterli.

Şurdaki örnek siteyi incelerseniz, sitenin sol menüsünde alt taraftaki güncelleme habercisi twitter’in standart html/javascrip badge’ini kullanıyor.

twitter-plugin-settings3

Zümküfül

Yunus Karadağ’ın blogunda bahsettiği ve yakında bloglar aleminde çok bahsedileceğinden benim burda bahsedip de zamanınızı çalmak istemediğim, sevgili Arda Kutsal’ın marifeti olan, her türlü alkışı ve övgüyü hak eden TechCrunch & Webrazzi MeetUp sonrası vapurla Üsküdar’a geçmek üzere Beşiktaş’a indik.

Etkinlik sonrası karnımızı doyurmak için artık Beşiktaş, Taksim civarı etkinlikler sonrası geleneksel hale getirdiğimiz Şampiyon Kokoreç meet-up’larından birini gerçekleştirdik. Farklı şeyler bilmenin yolu yeni şeyler keşfetme arzusundan geçer. Menüde ismi zikredilen “Zümküfül” adlı şeyi denemek istedim bu sefer. Arkadaşlar da “sosis işte abi. yenir” dediler. Hatta “tabakta iyi olmaz, ekmek arası yiyeceksin” diye de tüyo verdiler.

Gerçekten güzelmiş. Ama benim pek acıyla aram iyi olmadığından açıkçası yemekte biraz zorlandım. Belki söylesem acısız da yaparlardı ama bu sefer de eşyanın tabiatını bozmuş olacaktık.

Akşam eve dönünce google’dan bi search yaptım “ne menem bişeymiş bu zümküfül” diye. İşte beğendiğim bir kaç sonuç:

şampiyon kokoreç’i tüm istanbullular bilir ama ben şampiyon’a gidince kokoreç değil, zümküfül yerim. bundan daha lezzetli birşey düşünemiyorum.. ne zaman istanbul’a gelsem napar eder giderim oraya..
bence orası ismini şampiyon kokoreç değil şampiyon zümküfül yapmalı.. (bkz:url)

 

ismi itibariyle insanı fantastik bir şey yiyeceğim beklentisine sokan ama topu topu sosis, patates ve sos ihtiva eden ekmek arası (bkz: url)

 

Zümküfül nedir diye araştırma birimine not düştüm (Araştırma biriminin notu: Zümküfül, Şampiyon Kokoreç’in yaptığı sosis, patates ve acı sostan oluşan bir tür yiyecek. Çok güzelmiş, deneyen arkadaş öyle dedi… Hörmet!) (bkz:url)

Yukarıdaki alıntılar yazımıza konu olan nesnenin anlaşılması için gerekli açıklamayı ihtiva ediyor olsa gerek.

Özel karabiberli sos ile hazırlanan bu güzel lezzeti yemeyenlere tavsiye ediyorum.

Goldmaster Biss kodu girmek

Pek televizyon izlemediğimden şifre girmek vs. gibi kavramlara da yabancıyım. Bizde goldmaster 9400 ci marka bir uydu alıcı var.

Kemal’le oturuyoruz. Şu anda ben bu yazıyı yazarken ATV’de oynayan Türkiye – Çek Cumhuriyeti maçını izliyor.

Az önce ATV’yi açtığımızda maç izlemek için şifre girmek gerektiğini öğrendik. Neden böyle anlayamadım. Şifre nasıl girilir bilmiyordum.

Google’da aradık. Biss kodu girmek gerekiyormuş. Bir kaç şey bulup denedik. İşe yaradı.

ATV şifreleri yayınlamış. Bizim cihazda (Goldmaster 9400 CI) ATV açıkken menü tuşuna basıyorsunuz. “121” yazıyorsunuz. “set to default” seçiyorsunuz listede. Çıkan onay kutusuna “OK” dedikten sonra menüden çıkıyorsunuz. Tekrar “menü” tuşuna bastıktan sonra “999” yazıyorsunuz. 5 – 10 saniye geçtikten sonra kanal açıldı.

İlerde tekrar lazım olursa kolay bulayım diye buraya yazdım. Lazım olursa siz de kullanırsınız.

Kemal şimdi maç izliyor. İkinci Yarı başladı. 0-0 devam ediyor. Milli takıma başarılar dileriz.

Şevval Ceylan : En genç blogger

Şevval Ceylan. Gebzede yaşıyor ama daha henüz nerede nasıl yaşadığının farkında değil. Kaç yaşında olduğunu merak edenler için söylemekte yarar var. Bugün 4 günük oldu. Blogu var. Bu yazıda onun hikayesini anlatmak istiyorum.

Aslında anlatmak istediğim bir diğer şey de bir google hesabı ile neler yapılabileceğine somut bir örnek vermek.

Babası Sezgin Ceylan, Gebze Mehmet Alp Tiryakioğu İlköğretim Okulu’nda matematik öğretmeni. Şevval saat çarşamba günü 10.10 da dünyay geldi. Saat 12.45 gibi de ilk resimlerini çektik. Sonraki günlerde de annesi ve babası yeni resimler çektiler, hatta bir kaç tane de video çektiler.

Sezgin, yakınlarına ve arkadaşlarına tek tek eposta ile Şevval’in resimlerini göndermekte zorluk yaşamaya başladı. Cuma günü saat 15.00 gibi bu sorunu çözmek üzere harekete geçtik. Önce bir google hesabı aldık. sevvalceylan@gmail.com hesabını oluşturduk. Hesabı oluşturduktan sonra zaten google tarafından verilen her türlü hizmete bu hesapla ulaşabiliyorsunuz.

Elimizdeki resimleri picasa web albümlerine yükledik. Sonra video’ları google video’ya yükledik. Aynı google hesabı ile blogger hesabı açtık. Şu anda http://sewalceylan.blogspot.com  diye blog adresi var. picasadaki resimleri, google videodaki videoları hızlıca bloga embed ettik. Bütün bunları yapmak 30 dakika bile sürmedi.

Dün akşam daha 1 günlük olan blog ilk yorumlarını aldı.

Bloga profil bilgilerini girerken gerçek doğum tarihini yazamadık. Blogger 13 yaşın altındakilerin blog yazamayacağını düşünüyor. O yüzden mecburen babasının doğrum tarihini yazdık.

Şevval daha 4 günlük.

E posta adresi: sevvalceylan@gmail.com

Blog adresi http://sewalceylan.blogspot.com   (2 yorum)

picasa resim albümü http://picasaweb.google.com/sevvalceylan

Google videodaki videoları 1 2 3

Bir google hesabı ile yapabileceğiniz çok fazla şey var. Şevval diğer google hizmelerini de büyüdüğü zaman kendisi kullanacak. Şu anda google dünyasında yaşamaya başladı bile.

Biz doğduğumuzda blog vardı da biz mi kullanmadık 🙂

Şevval’e (Ben her ne kadar ona “Şevval Gökçen” desem de 🙂 ) mutlu ve sağlıklı bir yaşam diliyoruz.